Karakterimizde Hangi Sektör Var?

Dünyada belli sektörler bazı milletler ile birlikte anılıyor. Size ağır sanayi desem Alman dersiniz, elektronik desem Japon. Bu durumun, uzun yıllar boyunca millet ve sektör isimlerinin yan yana anılmasından kaynaklandığını biliyorum. Ama bu milletler karakterlerine uygun sektörleri seçmiş olmasalardı, muhtemelen bu kadar başarılı olamayacaklardı. 
Milli karakterleri ile en uyumlu sektörlere doğru yatırımlar yapmışlar. Bir almanın karakterinde var ağır sanayi ya da kaba işler. Bir Japon teknoloji ile ilgilenmesin de ne yapsın. Bir İtalyan’ın şef, Amerikan’ın pazarlamacı olması beklenir bir durummuş gibi geliyor bana. 
Bizim, inanımızın, ülkemizin genetiğine uygun olan sektör hangisi? Burada bizim yapmayı sevdiğimiz işlerden bahsetmiyorum. Bizim karakterimizin ürüne nitelik kazandıracağı sektör hangisi? Benim önerilim aşağıda. Siz de kendi fikirlerinizi yorumlar kısmına yazarak bildirilin.

Gıda

Anadolu insanı hem misafirperver, hem de boğazına düşkün. Ayrıca, geniş bir coğrafyadan göç alan Anadolu toprakları çeşitli kültürlerin mutfaklarını bir kazanda kaynatıyor. Zeytinyağından kuyruk yağına giden, geniş bir yelpaze mevcut. Bu geniş yelpazede herkesin ağız tadına uyan bir bölüm var.
Ben marketçilik konusundaki yeteneğimizi de gıda başlığı içerisinde değerlendirmek istiyorum. Hem ulusal hem de yerel marketlerimizin başarıları gözden kaçmamalı. Özellikle indirim marketi konseptinde başarılı olduk. 
Restoran konusu da bizden sorulabilir. Dünya fastfood konusundan şikayetçi ama bırakmaya hazır değil. Bizim tarzımız ise tam bu ikisinin arasında bir yer. Dönerler, şişler, köfteler… Ne fastfood ne değil.
Kısaca; insanların gıda dedikleri sektörel terim bizim için nimettir. Bizde nimet ile şaka olmaz. Gıda konusundaki bu hassasiyet, bizim tarafımızdan üretilen her ürüne katma değer olarak yansıyacaktır.

Tekstil

Tekstil konusunda başarılı olmamızı tam olarak çözmek güç aslında. Türkiye neden bir tekstil ülkesi? Orta Asya Türkleri giyim konusunda çok fazla yenilik yaptılar. Mesela düğme bir Türk icadıdır. Ama bu geçmiş şimdiki tekstil sektöründe pek bir işe yaramaz. Dikiş, nakış konusuna meraklı teyzeler, toruna kazak ören babaanneler bir tarafa, tekstil konusunda başarılıyız. 
Giyim aslıda kültür ile satılan bir ürün. Yani, kimin ürününü satın alıyorsan, onun gibi görüneceksin demektir. Türkiye, özellikle Ortadoğu ve Balkanlarda bir kültür pazarlaması başarısı elde etti. 
Hazır giyimde başarılı olmak bize yakışır. Çünkü bize ne giysek yakışır.

İnşaat

En hızlı ilerlemeyi bu sektörde yaşadık sanırım. Uzun zamandır dünyanın çeşitli bölgelerinde büyük inşaat projelerinde iş yapan Türk firmaları, yeni geleceklerin önünü açtı. İnşaat bizim yapımızda var. En başlarda, belki de büyük projeler içerisinde bulunmaktan kaynaklanan bir körlük ile, işin estetik tarafını kaçırdık. Sadece betondan kuleler yaptık. Bunu şok evresi olarak sayıyorum ben. Bu kadarına göz yummak zorundayız. Baktığınız zaman Mimar Sinan için Osmanlı senelerce bekledi.
Şimdilerde o ilk şok geçti. Gerçekten inşaat sektöründe “Know How” üreten, ihraç eden girişimcilerimiz var. İnşaat sektörü dediğimi zaman, hemen arsa karşılığı ev yapan müteahhitleri ya da konut projelerini düşünmeyin. İzolasyon malzemelerinden, yapı kimyasallarına kadar, bütün bileşenleri ile bir binadan bahsediyorum. Her kaleminde üretici olarak bulunduğumuz nadir sektörlerden biri inşaat. 

Silah

Gelelim en iddialı olduğumuz konuya. Biliyoruz ki bu ülke yerli savunma sanayi üretimi konusunda bu kadar ilerlemeden önce Karadeniz zaten ileriydi. Trabzon’da, Rize’de insanlar evlerinin altında, bir torna tezgahı ve eğe ile kendilerine tabanca yaparlardı. Devlet, bu alaylı mühendislik bilgisini yatırım ile birleştirdi. 
Bu konuda başarısız olmamız imkansız. Dünyada hatırı sayılır birkaç silah markası arasına biz de olmalıyız. Özellikle küçük boyutlu, bireysel silahlanma tarifi içinde sayılabilecek tüm ürünler hedef alanımız olmalı.
Sizin de “Bu sektör bize yakışır” diyebileceğiniz fikirleriniz varsa yorumlar kısmına bekliyoruz.