Dedikodu Yapmak Çalışanların Üretkenliğini Arttırıyor!

İster küçük bir işletmenin sahibi olun ister büyük bir şirketin yöneticisi; çalışanlarınızın performansını arttırmak için yeni yollar denemelisiniz. Onların performanslarının artıp üretkenliklerinin fazlalaşması sonucunda şirketinizin verimliliği artar ve artan verimlilik ise kasanıza giren kazançları doğrudan arttırır. Çalışanların motivasyonlarının arttırılması ile ilgili bilindik tüm yöntemleri denemiş, kendilerine zam yapmış ve hatta şirkete olan bağlılıklarını çoğaltmak için organizasyonlar düzenlemiş olabilirsiniz. Buna rağmen performans verileri beklentilerinizi karşılamıyorsa belki de farklı bir yöntem denemenizin zamanı gelmiştir. Ne dersiniz?

Çalışanlar Arasındaki Paylaşımları Arttırın; Bırakın Dedikodu Yapsınlar

Dedikodu hoş bir şey değil elbette ancak kişiler arasındaki bağları güçlendirdiği gerçeğini de kimse yadırgayamaz. En disiplinli ve taviz vermeyen yöneticiler çalışanlarının performans değerlerini, mesai dakikalarını, üretkenliklerini adım adım takip edebilirler ancak çalışanlarının aralarındaki iletişime isteseler de müdahale edip ilişkilerini takip edemezler. Yapılan araştırmalar sonucunda; şirket çalışanları arasındaki sosyal etkileşimin, ekibin üretkenliği üzerinde doğrudan etkili olduğu belirlenmiştir. Çalışanlar aralarındaki bağ ne kadar fazlalaşırsa ve paylaşımları artarsa o ekibin üretkenliği yükselmektedir. Bu etkileşimi arttırmanın birden fazla yolu vardır; ancak içlerinde en basit ve etkili olanı mola zamanlarında herkesin bir arada olmasını sağlamaktır. Bir arada vakit geçirmelerini sağlamak için kullanılabilen bu basit ama etkili yöntem çalışanlar arasındaki bağları güçlendirecektir. 

Çalışanlarınızın Bağları Güçlendikçe Daha Üretken Olurlar

Şirket çalışanları arasındaki iletişimin artması ekip üretkenliğini de arttırır. Çoğumuz çalışma ortamındaki samimiyetin avantajlarını farklı iş yerlerinde deneyimlemişimizdir. Sadece iş ortamında görüşmeyen, kişisel bağlarını güçlendiren ve özel hayatında da etkileşime geçen çalışanların varlığı şirketlerin başarısını arttırabilir. Bu tezi destekleyen verilerin elde edilmesini sağlayan birden fazla örneğin olduğu söylenebilir. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse Cem Yılmaz’ı düşünebilirsiniz. Cem Yılmaz filmlerinin hepimizin bildiği üzere kemik bir kadrosu vardır. Zafer Algöz, Ozan Güven ve Cem Yılmaz neredeyse bütün filmlerde beraberdir. Çok iyi anlaşırlar, özel hayatlarında da görüşürler ve aralarında güçlü bir bağ vardır. Bunun sonucunda ise yaptıkları işler her daim övgü toplamaktadır. 

Çalışanlarınız Makine Değildir

Günümüzde şirketler çalışanlarını bir makinenin dişlileri olarak görürler. Performanslarını sürekli arttırmalarını ve operasyon süreçlerindeki iyileştirmelerin sonuçlarını kısa zamanda görmek isterler. Çalışanları “meta” haline getiren bu davranış modelinin artık işlemediğini hatırlatmak istiyoruz. 

Şirketler yaşayan bir organizmadır ve çalışanlarının ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunmalıdır. Şirket yöneticiler; çalışanları biraz serbest bırakarak, iş arkadaşlarıyla iletişim kurmalarına fırsat tanıyarak onların bağlılıklarını kazanabilirler. Herkesin motivasyon kaynakları farklılaşabilir ancak genelinin sosyalleşmek ve birbirleri ile ilgili fikre sahip olmak gibi insani ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır. Çalışanların verimliliğini arttırmak için yöneticilerin verdiği küçük tavizlerin getirileri beklenmedik ölçüde fazla olabilir. Birbiriyle kaynaşan, birbirlerini tanıyan, birbirlerinin açıklarını kapatan ve sinerji oluşturabilen çalışanlar her şirkete varlıklarıyla değer katma potansiyeline sahiptir. 

Dediğimiz gibi dedikodu yapan çalışanların gücünü küçümsemeyin! Hatta onları teşvik edin; cıvık muhabbetler değil elbette kastımız; ancak nefes alabilecekleri alanlarda ve zamanlarında birbirlerini tanımalarına fırsat verin. Mümkünse siz de kahvenizi alın ve bir süreliğine de olsa “patron” ya da “yönetici” kimliğinizi sandalyenizde bırakıp içlerine karışın.