İş hayatında başarısızlıklarla başa çıkmak oldukça zordur; bayilik alan girişimciler için işletmelerinin başarısız olması yalnızca yatırımlarının sonuçsuz kalıp, zarar etmeleri anlamına gelmez. Umutlarının tükenmesi, çaresiz hissetme ve duygusal tepkilerini kontrol edememelerine de yol açabilir.
Bayilik veren firmalar için tek bir bayilerinin zarar görmesi kimi zaman önemli değildir; geniş bir bayilik ağları vardır ve içlerinden bir dişlinin aksamasını diğer bayileri tolere edebilir. Ancak bayilik veren firmalar henüz yeterince geniş bir ağ kuramamışlarsa, bayilerinden bir tanesini kaybetmeleri bile büyüme planları üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilir. Bayilik veren markanın geniş ya da dar bir bayilik ağının olması, başarısızlık durumunda alması gereken tedbirlerin kapsamını etkilememelidir. Tek bir bayi bile zarar görse, marka bu başarısızlığın nedenlerini araştırmalı ve bayilik sisteminin performansını arttıracak çözümler bulmalıdır. Çünkü bu üstü kapatılacak ve hasır altı edilecek bir sorun değildir; bayilik veren firmaların başarısızlığın nedenlerini hızlı bir şekilde tespit edip gereken önlemleri alması gerekir.
Bayilik alarak ticari hayata avantajlı başlanabileceğini ve girişimcilerin güvenli sularda daha fazla gelir elde edebileceğinden birçok defa bahsetmiştik. Ancak bayilik sistemi içerisinde dahi işletmeler kimi zaman başarısız olabilir. Bu konuda net verilerin olduğu bir istatistik yoktur; hatta bayilik sisteminin başarısız olması ile ilgili evrensel kriterler de henüz oluşturulamamıştır. Örneğin; “bayilik yapan bir kişi işletmesini devrederse ve yeni bir girişimci bu işe başlarsa bu bayilik sistemindeki bir aksaklığı mı ya da yeni bayi devraldığı için sistemin sürekliliğini mi gösterir?” sorusunun net bir yanıtı olmayabilir. Bayilik sisteminin doğası gereği bu tarz değişimleri anlamlandırmak oldukça güçtür.
Bayilik sistemi içinde yer alan bir çok bayiliğin başarısıyla ilgili bir sorun çıkmıyorken, aralarından sadece birinin başarısız olması bireysel yönetim hatalarından kaynaklanıyor olabilir. Bayilik sisteminde bayiler günlük süreçleri kendileri yönetir; yapacakları seçimler sonucunda işleri tehlikeye giriyorsa, girişimcilerin öncelikle kendi faaliyetlerini sorgulamaları önerilmektedir. Bayilik veren firmaların bayileri üzerindeki kontrol mekanizmaları düşünüldüğü kadar geniş değildir ve işletmenin her bir kararına müdahale edemezler. Üstelik yapılan incelemeler sonucunda bayiliklerin kapanmasının ardındaki nedenlerin köklerinin henüz işletme açılmadan yapılan stratejik hatalara dayandığı göz ardı edilmemelidir. Yeterli sermaye olmadan girişimlerin başlatılması, yanlış lokasyon seçimi ve hedef kitleye uymayan hizmet ya da ürün tedarik edilmesi bu hatalardan sadece birkaçını oluşturmaktadır.
Öte yandan, bayilik sistemi içinde markaların, bayilerin tüm planlarını onayladığı gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Bayilik veren firmalar; bayilerini eğitirler, lokasyon seçimlerini onaylarlar, destek verirler ve bayileri için pazarlama planları oluştururlar. Bayilerini genel olarak kontrol etmek bayilik veren firmaların sorumluluğunda olsa da; olası başarısızlıkların tek sorumlusu onlar değildir. Sorumlu oldukları konu bayilerinin neden başarısız olduğunu tespit etmektir.
Bayilerinin başarısızlığı ardındaki nedenleri tespit etmek için bayilik veren firmaların yapmaları gereken bazı incelemeler vardır;
Yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucunda bayilerin başarısızlık nedenleri tespit edildiğinde ve sistematik bir sorun bulunduğunda bayilik veren markaların hızlı bir şekilde operasyon süreçlerini şekillendirmeleri gerekir. Mevcut bayilerin riskini azaltmak ve sistemin kusursuz işlemesini sağlamak için yeni kararlar almaları ve bu kararları gerekirse bayi toplantıları düzenleyerek bayilerine iletmeleri önerilmektedir.